Temiz Enerji Çağında Kritik Mineraller: Geleceğin Kaynakları
Düşük karbonlu bir geleceğe geçiş süreci hızla devam ederken, bu süreçte kritik öneme sahip bazı madenlerin önemi giderek daha belirgin hale gelmektedir.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı ve BM Çevre Programı (UNEP) New York Direktörü Ligia Noronha, dünyanın hassas bir denge üzerinde bulunduğunu vurgulayarak, temiz enerji devrimini tetikleyebilecek ve kalkınma yollarını destekleyebilecek enerji geçişi için gerekli minerallere dikkat çekiyor. Ancak, bu minerallere yönelik artan talebin, sömürüye, insan hakları ihlallerine ve çevresel yıkıma yol açabileceği konusunda da uyarılarda bulunuyor.
Fosil yakıtlar, binlerce yıl önce ilk kömür parçasının yakılmasından bu yana insanlık tarihinin önemli bir parçası olmuştur. Ancak sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda, dünya gezegeni ısıtan bu enerji kaynaklarından uzaklaştıkça, lityum, nikel ve kobalt gibi minerallere olan talep hızla artmaktadır.
Enerji dönüşümünde öne çıkan bu geçiş mineralleri, günümüz temiz enerji teknolojilerinin temel hammaddeleridir. Rüzgar türbinlerinden elektrikli araçlara kadar pek çok alanda kullanılan bu mineraller, enerji dönüşümünün vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak, bu minerallerin madenciliği ve işlenmesi; çevresel tahribata, biyolojik çeşitliliğin azalmasına, sera gazı salınımına ve insan hakları ihlallerine yol açabilir. Ayrıca, bu kaynakların jeopolitik gerilimleri artırma potansiyeli de endişe yaratmaktadır.
Hangi Mineraller Temiz Enerji Çağının Kapılarını Aralayabilir?
Dönüşüm mineralleri, kayaçlarda doğal olarak bulunan ve sürdürülebilir teknolojilerde kullanılmaya son derece elverişli olan maddelerdir. Bu mineraller, temiz enerji teknolojilerinin temel yapı taşlarını oluşturur.
Örneğin, lityum, nikel ve kobalt, elektrikli araçların bataryalarının temel bileşenleridir ve enerji depolama teknolojilerinde kritik bir rol oynar. Nadir toprak elementleri, rüzgar türbinlerini ve elektrik motorlarını döndüren mıknatısların üretiminde kullanılır. Ayrıca, bakır ve alüminyum, enerji nakil hatlarında yüksek miktarlarda kullanılan önemli iletkenlerdir.
Bu mineraller, temiz enerjiye geçişte hayati bir öneme sahiptir ve sürdürülebilir bir geleceğin kapılarını aralamaktadır.
Enerji Geçiş Mineralleri Nerede Bulunur?
Enerji geçiş mineralleri dünya genelinde birçok bölgede bulunmakla birlikte, bu kaynakların sanayide kullanımı sınırlı sayıda ülke ve şirket tarafından yönlendirilmektedir.
Örneğin, nadir toprak elementlerinin büyük bir kısmı Çin tarafından çıkarılmaktadır. Endonezya, dünya üzerindeki en büyük nikel üreticisi konumundayken, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ise kobalt üretiminde liderdir.
Ayrıca, enerji geçiş minerallerinin yüksek miktarları, kimi zaman dünyanın en az gelişmiş ülkeleri arasında sayılan, denize kıyısı olmayan bazı ülkelerde de bulunmaktadır. Bu durum, bu ülkelerin ekonomik kalkınma potansiyelini artırabileceği gibi, kaynakların yönetimi konusunda çeşitli zorluklar da yaratabilir.
Enerji Geçiş Mineralleri Pazarı Büyüyor mu?
Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, enerji dönüşümü için gerekli minerallerin pazarı hızla büyümektedir. 2017 ile 2022 yılları arasında lityum talebi üç katına çıkarken, nikel talebi %40, kobalt talebi ise %70 oranında artış göstermiştir.
2010 yılından bu yana, yenilenebilir enerji kullanımının artmasıyla birlikte, her yeni enerji üretim birimi için gerekli olan standart mineral miktarı %50 oranında artmıştır. Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda, 2030 yılına kadar kobalt talebinin %115, lityum talebinin ise %454 oranında artması beklenmektedir.
Dünya, yenilenebilir enerji kaynaklarını tam anlamıyla benimseyip net sıfır karbon salınım hedefine ulaşmak istiyorsa, bu minerallere olan talebin 2040 yılına kadar altı kat artış göstermesi öngörülmektedir. Bu büyüme, enerji geçiş mineralleri piyasasının 400 milyar USD’yi aşan bir değere ulaşmasını sağlayacaktır.
Enerji Geçiş Minerallerinin Çıkarılması, Gelişmekte Olan Ülkelerde Ekonomik Büyümeyi Hızlandırabilir mi?
Enerji geçiş mineralleri pazarı, büyük bir ekonomik potansiyele sahiptir. Doğru politikalar ve etkili önlemlerle, bu minerallerin çıkarılması gelişmekte olan ülkelerde sürdürülebilir kalkınma için yeni bir çağ başlatabilir.
Bu süreç, istihdam olanakları yaratarak yerel ekonomileri canlandırabilir ve ülkelerin yoksulluğun azaltılması hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunabilir. Ayrıca, enerji geçiş minerallerinin ihracatı, gelişmekte olan ülkeler için önemli bir gelir kaynağı haline gelebilir. Ancak, bu büyümenin sürdürülebilir ve adil bir şekilde gerçekleşmesi için çevresel koruma, insan hakları ve şeffaflık gibi konuların öncelikli olarak ele alınması gerekmektedir.
Enerji Geçiş Minerallerinin Çıkarılmasıyla İlgili Çevresel Kaygılar Nelerdir?
Madencilik faaliyetleri, sürdürülebilir bir şekilde yönetilmediğinde çevre üzerinde ciddi tahribatlara yol açabilir. Bu durum, ormansızlaşma, su kirliliği ve susuzlaşma gibi sorunları beraberinde getirebilir.
Örneğin, yalnızca bir ton lityum çıkarmak için yaklaşık 2 milyon litre su gerekmektedir. Bu durum, özellikle su kaynaklarının sınırlı olduğu bölgelerde büyük bir çevresel baskı yaratmaktadır. Nitekim, küresel bakır ve lityum üretiminin yaklaşık %50’si, su kıtlığı yaşayan bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bu da, enerji geçiş minerallerinin çıkarılmasının çevresel sürdürülebilirlik açısından ciddi bir risk oluşturabileceğini göstermektedir.
Enerji Geçiş Minerallerini Sürdürülebilir Bir Şekilde Çıkarmanın Anahtarı Nedir?
Enerji geçiş minerallerinin ve metallerinin tedarik, üretim ve tüketim süreçlerinde sürdürülebilirliği sağlamak için ülkelerin uzun vadeli stratejilere ihtiyacı vardır. Bu stratejiler, biyolojik çeşitliliğin korunması, yerel nüfusun ve doğanın gözetilmesi ve kirliliğin önlenmesi gibi temel unsurları içermelidir.
Ayrıca, bu stratejilerin, değer zinciri boyunca adil bir fayda paylaşımını öngörmesi büyük önem taşır. Bu, özellikle dezavantajlı ve yerel toplulukların, geçiş mineralleri endüstrisinden elde edilen zenginliklere erişimini sağlamayı hedeflemelidir. Böylece, enerji geçişi yalnızca çevresel sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda sosyal adaleti de destekleyen bir süreç haline gelebilir.
Kaynak: UNEP - What are energy transition minerals and how can they unlock the clean energy age? (19 Şubat 2024)
UNCTAD - Technical note on critical minerals - Supply chains, trade flows and value addition (2023)