Hızla Değişen Dünyada Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
Dünya, hızla değişen dinamikler ve derin dönüşümlerle karşı karşıya. COVID-19 pandemisinin etkileri, jeopolitik değişimler, hızla gelişen teknoloji ve iklim krizinin sonuçları küresel ekonomiyi ve toplumları yeniden şekillendiriyor. Ancak bu değişimlerin ortasında, daha iyi bir dünya için belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda hedeflenen ilerleme sağlanamıyor.
Küresel Zorluklar ve Finansman Açığı
Küresel Güney’de SKA’lar için gereken finansman açığı, 2015’te 2,5 trilyon dolarken bugün 4 trilyon dolara yükseldi. Özellikle en az gelişmiş ülkeler (EGÜ), denize kıyısı olmayan gelişmekte olan ülkeler (DKGÜ) ve küçük ada gelişmekte olan devletler (SIDS) bu durumdan en çok etkilenen gruplar arasında.
Çatışmalar ve jeopolitik gerilimler, küresel ekonomiyi ve ticareti tehdit ediyor. Ukrayna ve Orta Doğu’daki savaşlar, deniz taşımacılığını kesintiye uğratırken, yenilenebilir enerji gibi kritik alanlarda ticaret ve yatırım akışları da zarar görüyor. Ayrıca, dünya genelinde 3,3 milyar insan, sağlık veya eğitime harcadığından daha fazlasını borç ödemelerine harcıyor. Bu durum, sürdürülebilir büyüme için gerekli mali alanı daraltıyor.
Ekonomik Görünüm ve Eşitsizlik
Küresel ekonomi, düşük büyüme oranlarının görüleceği bir "yeni normal"e giriyor. Pandemi öncesinde %3,1 olan küresel büyüme oranı, önümüzdeki yıllarda %2,7 civarında sabitlenecek. Enflasyon düşüş eğiliminde olsa da, yüksek faiz oranları yatırımları olumsuz etkiliyor ve borç yüklerini artırıyor.
Bunun yanı sıra, gelir eşitsizliği inatçı bir şekilde devam ediyor. Dünya nüfusunun en yoksul yarısı, küresel gelirden anlamlı bir pay alamıyor. Bu durum, kalkınma çabalarını baltalayan önemli bir engel olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyayı Şekillendiren Beş Ana Eğilim
nümüzde dünyayı ve geleceğimizi yeniden şekillendiren beş ana eğilim öne çıkıyor:
Çok Kutuplu Küresel Ekonominin Ortaya Çıkışı
Uluslararası Para Fonu (IMF), önümüzdeki beş yıl içinde küresel ekonominin %70’ten fazlasının Küresel Güney’den geleceğini öngörüyor. Özellikle Asya’da, Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler bu büyümenin merkezinde yer alıyor. Güney-Güney ticareti, Kuzey-Kuzey ticaretiyle karşılaştırılabilir bir büyüklüğe ulaşmış durumda.
Hızlı Teknolojik Dönüşüm
Yapay zeka, büyük veri, robotik ve dijital altyapılar, ekonomileri ve ticareti dönüştürüyor. Dijital hizmetler hızla genişlerken, bu dönüşümden tam anlamıyla faydalanmak için teknoloji paylaşımı ve kapasite geliştirme politikalarına ihtiyaç var.
Üçlü Gezegen Krizi ve İklim Değişikliği
İklim değişikliği, temiz enerjiye geçişi hızlandırıyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, temiz enerji teknolojisi pazarı, on yıl içinde bugünkü ham petrol piyasasıyla aynı büyüklüğe ulaşacak. Ancak, bu geçişin sürdürülebilir olması için kritik minerallere bağımlılığı azaltacak önlemler alınmalı.
Demografik Değişimler
Nüfus artışı ve yaşlanma, ülkelerin kalkınma politikalarını yeniden şekillendiriyor. Özellikle genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, eğitim ve istihdam fırsatları kritik önem taşıyor.
Kentleşme
Küresel nüfusun %56’sı şehirlerde yaşıyor ve bu oran 2050’ye kadar %70’e ulaşacak. Şehirleşme, ekonomik büyüme için fırsatlar sunsa da, cinsiyet eşitsizliği ve sosyal adaletsizlik gibi sorunları da beraberinde getiriyor.
Geleceğe Yönelik Adımlar
Bu eğilimler, kalkınma rotasını yeniden tanımlarken hem fırsatlar hem de zorluklar sunuyor. Daha adil, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek için:
- SKA’lara yönelik finansman açığını kapatacak yenilikçi çözümler geliştirilmelidir.
- Teknolojik dönüşümden herkesin faydalanmasını sağlayacak politikalar benimsenmelidir.
- İklim değişikliğiyle mücadelede daha güçlü uluslararası işbirlikleri kurulmalıdır.
- Eşitsizlikleri azaltacak sosyal ve ekonomik reformlar hayata geçirilmelidir.