11.02.2024
Düşük Karbonlu Deniz Taşımacılığına Geçiş
Düşük karbonlu deniz taşımacılığına eşitlikçi ve adil bir geçiş
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansının 28. oturumu, denizcilik sektöründeki karbonsuzlaştırma çabalarındaki ilerlemeyi değerlendirme açısından bir olanak sağlayarak karbon azaltma eylemlerine daha fazla ivme kazandırabilir.
Sektörün ekonomik rolü ve mevcut karbon ayak izinin küresel ekonomik büyüme ve ticaretin genişlemesine paralel olarak büyüme potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda, bu sektörün karbon ayak izini azaltmaya yönelik hızlı tedbirler alması büyük önem taşımaktadır.
Toplantıda öne çıkan ana başlıklar aşağıdaki şekildedir:
- Deniz taşımacılığı, hacim olarak dünya mal ticaretinin %80'inden fazlasını taşımakta ve küresel sera gazı emisyonlarının %3'ünü üretmektedir; zamanında karbonsuzlaştırma önlemi alınmazsa, deniz taşımacılığı ve ticaretindeki büyümeye paralel olarak bu oranın da artması beklenmektedir.
- Gelecekteki yakıtların türü ve erişilebilirliği ile ilgili belirsizlik ihtiyaç duyulan düşük karbonlu yakıtlara ve denizcilik filosuna yatırımı geciktirmektedir.
- Deniz taşımacılığı tek başına karbonsuzlaştırılamaz; sektör içinden ve dışından kilit paydaşlar arasında güçlendirilmiş işbirliği çok önemlidir.
- Gemilere ve alternatif yakıt altyapısına ciddi yatırımlar yapılması gerekmektedir. Bu yatırımların tüm ekonomilere ve özellikle de halihazırda nispeten daha yüksek nakliye maliyetleriyle karşı karşıya kalan ve artan deniz lojistik maliyetleriyle başa çıkmaları gerekecek olan en az gelişmiş ülkelere ve gelişmekte olan küçük ada devletlerine ek maliyetler yaratması muhtemeldir.
- Yakıt vergisi veya karbon fiyatı şeklinde alınacak ekonomik bir tedbir; alternatif yakıtların daha rekabetçi hale gelmesine yardımcı olabilir, yatırımcılara öngörülebilirlik sağlayabilir ve denizcilikte yeşil ve adil bir enerji geçişini destekleyebilecek fonlar yaratabilir.
Denizcilikte karbonsuzlaştırma çabalarının değerlendirilmesi
Deniz taşımacılığı dünya ekonomilerini birbirine bağlamakta ve küresel tedarik zincirlerinin temelini oluşturmaktadır; dünya mal ticaretinin hacim olarak %80'inden fazlası deniz yoluyla taşınmaktadır. Bu hacmin yaklaşık %40'ı kömür, petrol ve gaz dahil olmak üzere enerji ile ilgili mallardan oluşmaktadır. Sektör tek başına, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık %3'üne neden olmaktadır.
Deniz taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonları, uluslararası deniz taşımacılığını düzenlemekten sorumlu Birleşmiş Milletler kuruluşu olan Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde devam eden müzakerelerin odak noktasını oluşturuyor.
2023 yılında Uluslararası Denizcilik Örgütü, gemilerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin yeni bir strateji kabul etmiştir.
Bu strateji, 2050 yılına kadar uluslararası deniz taşımacılığında net sıfır emisyona ulaşmayı ve sıfır emisyon teknolojilerinin, yakıtların ve/veya enerji kaynaklarının benimsenmesine ilişkin kararlılık seviyelerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Hedef, sıfır veya sıfıra yakın emisyon teknolojilerinin, yakıtların ve/veya enerji kaynaklarının kullanımının 2030 yılına kadar uluslararası denizcilik sektörü tarafından kullanılan enerjinin en az %5'ini teşkil etmesidir.
Denizcilikte yakıt dönüşümü emekleme aşamasında, ancak ilerleme kaydediliyor
Denizcilik sektörü, küresel emisyon azaltma hedeflerine uyum sağlamak için operasyonları etkileyen müdahale önlemleri (örneğin rota optimizasyonu, gemi hızı, bakım), filo tasarımı, pervane, motorlar, yakıtlar ve alternatif yakıt ikmali için altyapı dahil bir önlemler bütününe ihtiyaç duymaktadır.
Deniz taşımacılığında fosil yakıtların kullanımı, mümkün olan en kısa sürede, tüm faaliyet döngüsü boyunca sera gazı salınımı yapmayan alternatiflerle değiştirilmelidir. Bununla birlikte, şu anda hazırda bulunan, herkese uyan tek bir yakıt çözümü yoktur ve düşük karbonlu veya sıfır karbonlu alternatif yakıtların kullanımına geçiş girişimleri, filonun %98,8'inin hala fosil yakıt kullanması göz önünde bulundurulduğunda yolun çok başındadır.
Bununla birlikte, 2022 yılında armatörler tarafından sipariş edilen gemilerin %21'inin sıvılaştırılmış doğal gaz, metanol ve hibrit teknolojiler gibi daha temiz alternatifler kullanarak çalışması beklenmektedir. Sıvılaştırılmış doğal gaz çift yakıtı en popüler seçenek olmaya devam ediyor, ancak daha uzun vadeli, sürdürülebilir alternatifler aranırken bir "geçiş yakıtı" olarak görülüyor.
Hidrojen, amonyak ve metanol potansiyel alternatif yakıtlar olarak araştırılmaktadır. Her birinin avantajları olduğu gibi, üretim maliyeti ve hidrojeni depolamak için gereken yüksek basınç ve amonyağın potansiyel toksisitesi gibi dezavantajları da vardır.
Risklerin ve dezavantajların daha iyi anlaşılması ve azaltılması gerekmektedir ve bu tür yeni yakıtların güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için denizciler ve diğerleri için eğitim gerekecektir. Biyoyakıtların kullanımı da büyük motor modifikasyonları gerektirmediği için ilgi görmektedir. Ancak, gemiler tarafından kullanılan biyoyakıtlar genellikle yüksek oranda geleneksel yakıtlarla harmanlandığından, standart yakıtların kullanımına kıyasla saf biyoyakıt kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarına ilişkin tahminler doğru olmayabilir. Gıda ve hayvan yemi olarak kullanılan tarımsal ürünlerden elde edilebildikleri için biyoyakıtların sürdürülebilir üretimi konusunda da endişeler bulunmaktadır.
Yakıtların ve yakıt ikmal tesislerinin mevcudiyeti, tüm alternatif yakıt seçenekleri açısından kilit bir sorun olmaya devam etmektedir. Düşük karbonlu ve sıfır karbonlu yakıtlar fosil yakıtlara göre daha az enerji yoğundur ve bu nedenle gemilerin daha sık yakıt ikmali yapması beklenmektedir.
Aynı zamanda, liman yetkilileri, hangi yakıtların gerekli olacağı konusunda daha fazla kesinlik sağlanana kadar depolama ve tedarik tesislerine yatırım yapmakta tereddüt edebilir ve limanların birden fazla yakıt türü sağlaması beklenebilir.
Denizcilikte karbonsuzlaştırma çabalarının önündeki engeller: Geçiş maliyetleri ve mevzuat belirsizliği
Deniz taşımacılığının karbonsuzlaştırılması gereklidir, ancak yüksek geçiş maliyetleri ve seçim konusundaki belirsizlik gibi zorluklar da mevcuttur.
Geleceğin alternatif yakıtları ve bunların kolaylıkla temin edilip edilemeyeceği ve buna ek olarak, yasal çerçeveye ilişkin belirsizlik de; filolarını şimdi mi yenileyeceklerine yoksa alternatif yakıtlar, yeşil teknoloji seçenekleri ve düzenleyici rejimler hakkında daha fazla netlik ve kesinlik olana kadar mı bekleyeceklerine karar vermeleri gereken armatörler için zorluklar yaratmaktadır.
Dünya filosunun yaşlanması bir başka komplikasyon teşkil etmektedir. On yıl öncesine kıyasla 2023 yılı başlarında dünya filosu 22,2 yıl ile ortalama iki yıl daha yaşlıdır ve filonun yarısından fazlası artık 15 yıldan daha yaşlıdır. Şu anda inşa edilmekte olan gemilerin önümüzdeki 20-30 yıl boyunca faaliyette kalması beklenmektedir; güçlendirme her zaman mümkün değildir ve genellikle pahalıdır.
Gemi operasyonlarını, tasarımlarını ve motorlarını ayarlamak, büyük ölçekte alternatif yakıtlar üretmek ve yeşil yakıtları uygulamak için yatırım yapılması gerekmektedir.
Mevcut tahminler, 2050 yılına kadar gemileri karbondan arındırmak için yılda 8 milyar ila 28 milyar dolar arasında ek yatırım gerekeceğini ve %100 karbon-nötr yakıtlara yönelik altyapı geliştirmek için yılda 28 milyar ila 90 milyar dolar arasında değişen daha önemli yatırımlara ihtiyaç duyulacağını göstermektedir.
Bazı tahminlere göre, daha pahalı enerji kaynakları ve karadaki yatırımlar yakıt giderlerini mevcut miktarlara göre %70-100 oranında artırabilir. UNCTAD değerlendirmeleri, büyük ölçüde deniz taşımacılığına dayanan en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri üzerinde potansiyel orantısız bir etkiye dikkat çekmektedir.
Özellikle en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde geçiş maliyetleri ve etkileri
Denizcilikte karbonsuzlaştırma önlemlerinin deniz lojistik maliyetlerini artırması ve özellikle gelişmekte olan bölgelerde ticaret akışlarını ve ekonomik çıktıyı olumsuz etkilemesi beklenmektedir.
Bu etkilerin, uluslararası denizcilik ve ticaret ağlarından zaten dışlanmış olan ve diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla orantısız derecede yüksek nakliye maliyetleriyle karşı karşıya kalan en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri arasında daha büyük olması muhtemeldir.
Buna ek olarak, en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri, yüksek deniz lojistik maliyetlerini azaltma konusunda sınırlı kapasiteye sahiptir.
2021 yılında UNCTAD, Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde önerilen kısa vadeli sera gazı emisyon azaltım tedbirlerinin kapsamlı bir etki değerlendirmesini yapmış ve düşük azaltım senaryosunda deniz lojistik maliyetlerinde %2,7'lik bir artış, denizde geçen sürede %2,8'lik bir artış ve 2030 yılında ortalama deniz taşımacılığı maliyetlerinde %1,5'lik bir artış olacağını tahmin etmiştir. En az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada devletleri de dâhil olmak üzere, gelişmekte olan kıyı ülkeleri, gelişmiş ülkelere kıyasla gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) ve ticaret akışlarında daha büyük bir düşüş yaşayabilir.
Denizcilik doğası gereği uluslararasıdır; adil ve hakkaniyetli bir geçiş gereklidir
Uluslararası denizciliğin kendine özgü özellikleri; denizcilik ve ticaret alanında dağınık çözümlerden ve muafiyetlerden kaçınmak için sera gazı emisyonlarının azaltılmasına ilişkin çok taraflı kurallar gerektirmektedir.
Kayıt bayrağı, sahip olunan ülke veya faaliyet alanına bakılmaksızın tüm gemiler için geçerli olan karbonsuzlaştırma için küresel bir yasal çerçeve kritik önem taşımaktadır.
Gelişmekte olan ve özellikle geçiş maliyetlerinden en çok etkilenmesi beklenen ülkeler arasında, Uluslararası Denizcilik Örgütü himayesinde kabul edilen ve hassas ekonomilerin özel ihtiyaçlarını da dikkate alan çok taraflı bir çözüm çok önemlidir.
Bu bağlamda, şu anda Uluslararası Denizcilik Örgütü'nde orta vadeli tedbirlerin bir parçası olarak değerlendirilmekte olan yakıt vergisi veya gemicilikten kaynaklanan sera gazı emisyonlarına karbon fiyatı gibi ekonomik bir unsur, eylemi teşvik etmeye, alternatif yakıtların rekabet gücünü artırmaya ve fosil yakıtlarla maliyet farkını daraltmaya yardımcı olabilir.
Buna ek olarak, yakıtlar üzerinden alınacak bir vergi veya karbon fiyatı, karbonsuzlaştırma çabalarının artırılması ve artan denizcilik lojistik maliyetleriyle karşı karşıya kalması beklenen gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesine aktarılacak bir gelir akışı yaratabilir.
Elde edilen fonlar, örneğin, en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde iklim değişikliğine uyum, ticaret ve ulaştırma reformları ve/veya ulaştırma ve dijital erişim yatırımlarını destekleyebilir.
Kaynak: UNCTAD - Review of Maritime Transport 2023 - Decarbonizing Shipping