24.03.2024
Deniz Yosununun Küresel Gıda Zincirlerindeki Rolü
Deniz yosunu ( genellikle "deniz bitkileri" olarak da adlandırılır) hemen hemen her kıyı şeridinde, göllerde ve su kaynaklarında yetişir ve 12.000 yıl öncesine kadar insanlar tarafından çeşitli amaçlarla kullanılmış oldukları tahmin edilmektedir. Deniz yosunu, Doğu Asya kültürlerinde çok eski zamanlardan beri tüketilmektedir. Farklı deniz yosunu türlerinin nasıl pişirileceğine dair bilgiler nesiller boyunca aktarılmıştır. Örneğin Japonya gibi ülkelerde, günlük öğünlerin beşte biri, bir şekilde deniz yosunu içermektedir ve paketlenmiş deniz yosunu ürünleri tüketmek uzun zamandır süregelen bir alışkanlıktır. Diğer taraftan, birkaç sınırlı kıyı popülasyonunun ötesinde, Batı beslenme alışkanlıkları tarihsel olarak deniz yosunu içermemiştir.
Geçmişten bu yana yapılan gıda araştırmaları ve politikaları karasal kaynaklı gıdalara odaklandığından, deniz yosununun gıda ve beslenme açısından sağladığı fayda, gıda sistemlerine yönelik çözüm önerilerinde yeterince dikkate alınmamıştır. Ancak bu durum hızla değişmektedir. Son yıllarda deniz yosunlarının popülaritesi; besin özellikleri ve gıda dışı kullanımları hakkında daha fazla farkındalık nedeniyle Avrupa ve Kuzey Amerika'da artmıştır. Buna ek olarak, deniz seviyelerinin yükselmesi, daha sık ve yoğun yaşanan olağanüstü hava olayları ve tuzlanmanın artması gibi sebeplerle geleneksel balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğini etkileyen iklim değişiklikleri nedeniyle daha fazla insan deniz yosunu yetiştiriciliğine yönelmektedir.
Deniz yosunlarının büyük bir bölümü yenilebilmektedir ve insan beslenmesinde iyi bir makro ve mikro besin kaynağı oluşturmaktadır. 195 kahverengi, 345 kırmızı ve 125 yeşil tür dahil olmak üzere yaklaşık 700 yenilebilir deniz yosunu türü belgelenmiştir. Deniz yosunu türevi hidrokolloidler (karragenan, agar ve aljinat) gıda endüstrisinin önemli bir parçasıdır ve ayrıca kozmetik, nutrasötik ve farmasötiklerde de kullanılmaktadır. Başlıca gıda türleri yosun (Laminaria/Saccharina, çorba malzemesi ve atıştırmalık olarak), nori (Porphyra, suşi sarması, çorba malzemesi ve atıştırmalık olarak), wakame (Undaria, salata ve atıştırmalık olarak); Batı'da tüketimi hızla artmakta olan çeşitlerdir.
Yenilebilir deniz yosunları, vitaminler (A, B1, B2, B9, B12, C, D, E ve K), mineraller (kalsiyum, demir, iyot, magnezyum, fosfor, potasyum, çinko, bakır, manganez, selenyum ve florür), diyet lifleri, protein ve temel amino asitler dahil olmak üzere besin açısından zengin, sağlıklı, besleyici ve düşük kalorili gıdalardır. Antioksidanlar, flavonoidler, fenolik bileşikler ve alkaloidler gibi çeşitli biyoaktif bileşikler içerirler ve gıda olarak tüketildiklerinde çeşitli hastalıkların riskini azaltmaya yardımcı olabilirler. Deniz yosunu ayrıca mikro-organizma ve mineral tükenmiş topraklarda yetişen karasal ürünlerde eksik olan besinleri de sağlayabilir.
Stockholm Resilience Center, Stanford Üniversitesi ve EAT Stockholm Food Forum’un uluslararası ortak girişimi olan The Blue Food Assessment (BFA); özellikle Afrika için B12 ve omega 3 eksikliklerinin azaltılmasında mavi gıdaların önemine dikkat çekmektedir. Nori, vejetaryenler için en uygun B12 Vitamini kaynağı olarak tanımlanmıştır. Deniz yosunu ve omega-3'lerle ilgili olarak, Portekiz'de hasat edilen beş kırmızı ve üç kahverengi deniz yosunu üzerinde yapılan bir çalışmada; yağ asitlerinin dengeli bir beslenme ile alımına katkıda bulunma potansiyeli yüksek iki tür belirlenmiştir.
Gıda sistemleriyle ilgili tartışmalarda, deniz yosununun gıda ve beslenme güvenliğini artırma potansiyeli yeterince göz önünde bulundurulmamıştır. Daha ciddi yetersiz beslenme vakalarında deniz yosunu, dünya çapında en yaygın beslenme sorunları arasında yer alan ve özellikle çocukları ve hamile kadınları etkileyen demir, A vitamini, omega 3 ve iyot eksikliklerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.
Kaynak: An Ocean of Opportunities: The Potential of Seaweed to Advance Food, Environmental and Gender Dimensions of the SDGs - UNCTAD