23.03.2024
Deniz Yosunu ve Sürdürülebilir Okyanus Ekonomisi
Deniz makroalgleri türlerinden olan deniz yosunları kahverengi, kırmızı ve yeşil olmak üzere üç taksonomik grupta sınıflandırılabilir. Sürdürülebilirlik konusundaki faydaları, küçük ölçekli çiftçiler ve hasatçılar için sürdürülebilir geçim kaynakları oluşturmaktan iklim değişikliğinin azaltılmasında potansiyel olarak oynadığı öneme kadar uzanmaktadır.
Çeşitli vaka çalışmaları, deniz yosunu sektörünün okyanus topluluklarında kadınların güçlendirilmesinde nasıl kilit bir rol oynadığını göstermiştir (Dünya Bankası, 2023a).
Deniz yosunu üretimi daha az kaynak ve üretim girdisi gerektirmekte ve ihracatında geleneksel balıkçılığa kıyasla pazara girişte daha düşük engellerle karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte, deniz yosunu genellikle balıkçılık ve diğer su ürünleri yetiştiriciliği faaliyetleriyle birleştirilmekte, dolayısıyla henüz ayrı bir sektör olarak tam olarak tanınmamaktadır.
Bu da deniz yosununun ekonomik kalkınma açısından, özellikle de kadınlar için taşıdığı önemin göz ardı edilmesine yol açabilir.
Deniz yosunu çok yönlü bir biyokütle türüdür ve birden fazla uygulama alanı vardır. Örneğin protein alternatifleri (deniz yosunu besin bileşimi üzerine) gibi fonksiyonel gıdalar da dahil olmak üzere insan gıda tüketimi için ham veya işlenmiş olarak kullanılabilir:
- Hidrokolloidler (su varlığında doğal bir jel oluşturan maddeler),
- Su canlıları yemi veya çiftlik hayvanları yemi,
- Biyo-gübre ve biyo-uyarıcılar,
- Kozmetik, nutrasötikler, eczacılık ürünleri,
- Tekstil,
- Okyanus ekonomisinin karbonsuzlaştırılması,
- Biyo-paketleme, plastik olmayan ikameler ve plastik alternatifleri,
- Atık arıtma,
- Sürdürülebilir havacılık yakıtı da dahil olmak üzere biyoyakıt,
- Dayanıklı yeşil yapı malzemesi
Küresel deniz yosunu pazarının bugün 17 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir (UNCTAD, 2023a). Deniz yosunu şu anda çoğunlukla gıda, taze yem yetiştiriciliği ve hidrokolloid formunda kullanılmaktadır.
Ancak, deniz yosunu tarımından elde edilen ürünler, tekstil ve plastik gibi endüstrilerde kullanılan fosil yakıtların yerini alabilir. Deniz yosunu tarımı aynı zamanda karbon tutma ve azot döngüsü gibi ekosistem işlevleri de sağlayarak hassas kıyı bölgelerinin sosyoekonomik durumunun iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.
Bu pazarda, nispeten yeni ve gelişmekte olan deniz yosunu uygulamaları, yerleşik sektörlerin dışında en büyük pazar fırsatlarına sahiptir. En çok umut vaat eden yeni pazarlar olan biyostimülanlar, hayvan yemi, evcil hayvan gıdaları ve metan azaltıcı katkı maddelerinin 2030 yılına kadar 4,4 milyar dolara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Besin takviyeleri, alternatif proteinler, biyomalzemeler, biyoplastikler ve kumaşlar gibi orta vadedeki fırsatların potansiyel değeri 6 milyar dolara ulaşabilir (Dünya Bankası, 2023a).
Bu nedenle Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine katkıları da çok yönlüdür ve etki alanı; küçük ölçekli çiftçiler ve hasatçılar için sürdürülebilir geçim kaynakları oluşturmaktan yoksulluğu azaltmaya (SDG 1), gıda ve beslenme güvenliğini iyileştirmeye (SDG 2) ve iklim değişikliği, deniz biyoçeşitliliği kaybı ve kirliliği gibi küresel zorlukların üstesinden gelmeye (SDG 7, 13, 14) kadar uzanmaktadır.
Deniz yosunu ayrıca ekonomik potansiyeli nedeniyle ekonomik gelirin çeşitlendirilmesi, yeni iş faaliyetleri ve yerel istihdam için fırsatları artırabilir (SDG 8). Çeşitli vaka çalışmaları da deniz yosunu sektörünün gelişmekte olan ülkelerin kıyı toplumlarında kadınların, gençlerin ve Yerli Halkların güçlendirilmesinde nasıl önemli bir itici güç olduğunu göstermiştir (SDG 5, 10) (Dünya Bankası, 2023a). Ayrıca, biyolojik olarak parçalanabilen ambalaj ve daha az kirletici etkiye sahip inşaat malzemesi de dahil olmak üzere çoklu kullanımlar için benzersiz bir gıda dışı malzeme olarak kullanılabilir (SDG 12).
Kaynak: An Ocean of Opportunities: The Potential of Seaweed to Advance Food, Environmental and Gender Dimensions of the SDGs - UNCTAD