01.02.2024
Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması
2019 yılının sonlarında Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar ekonomisini karbondan arındırma planı olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı başlatmıştı. Bu planın bir parçası olarak, karbon kaçağı riskini en aza indirmek ve ekonominin karbondan arındırılması için halihazırda çalışan Avrupa endüstrilerinin önünü açmak için Temmuz 2021’de Avrupa Komisyonu tarafından ‘‘Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’’nın sunumu yapıldı. (CBAM- Carbon Border Adjustment Mechanism)
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın temel hedefi, Avrupa Birliği’nin sera gazı emisyonlarını azaltma çabalarının, bu alanda daha az duyarlı politika ve düzenlemelere sahip ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler tarafından zayıflatılmasını önlemek.
Avrupa Birliği ülkeleri tarafından ithal edilen mal ve hizmetlere gömülü emisyonlar şu anda Avrupa Birliği’nin yerel CO² emisyonlarının %20’sini oluşturuyor.
Avrupa Birliği’nin birçok ticaret ortağı, özellikle gelişmekte olan ülkeler, uygulamanın ihracatları ve rekabet güçleri üzerindeki olası olumsuz etkilerine ilişkin endişelerini şimdiden dile getirmeye başladılar. Uygulamanın firmaların rekabet gücüne etkileri Avrupa Birliği’ne üye ülkeler arasında da tartışılıyor.
Özellikle En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC’ler), yeşil teknolojileri üretim süreçlerine dahil etmek ve ilgili CO² emisyonlarını azaltmak için desteğe ihtiyaç duyacaklar.
Ülkelerin Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğinin önüne geçme politikalarının etkilerine uyum sağlamasına yardımcı olmak için yumuşak bir geçişin gerekliliği konusunda çağrılar da yapılmaya başlandı.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın Temel Özellikleri
10 Mart 2021’de Avrupa Parlamentosu, “Dünya Ticaret Örgütü ile uyumlu bir Avrupa Birliği Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması” başlıklı kararı kabul etti. Bu karar, ayrımcı olmayan veya uluslararası ticaret üzerinde örtülü bir kısıtlama teşkil etmeyen Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve Avrupa Birliği’nin serbest ticaret anlaşmaları ile uyumlu bir düzenlemenin getirilmesini hedefliyor.
Fosil yakıtlardan kaynaklanan bölgesel CO2 emisyonları dikkate alındığında şu anda Avrupa Birliği üye ülkeleri, Çin ve ABD’den sonra, üçüncü en büyük CO² yayan ülkeler konumunda. Bu nedenle Avrupa Birliği’ndeki üretimin, Avrupa Birliği dışındaki daha az duyarlı ülkelere kaydırılmasının, küresel bir faydası olmayacağının altı özellikle çiziliyor.
Karar, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasını Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile entegre bir şekilde uygulamayı hedefliyor ve ETS kapsamındaki tüm ürünlerin sürece dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor.
2023 yılına kadar halihazırda uygulamaya geçilmesi düşünülen sektörler arasında enerji, çimento, çelik, alüminyum, petrol rafinerisi, kâğıt, cam, kimya ve gübre gibi enerji ve yoğun enerji tüketimi olan sanayi sektörleri yer alıyor. Bu sektörler, Avrupa Birliği’nin endüstriyel CO² emisyonlarının %94’ünü oluşturuyor ve ETS’de önemli miktarda ödenek almaya devam ediyor.
Avrupa Birliği üyesi olmayan ancak ETS’ye katılan (İzlanda, Lihtenştayn ve Norveç) veya ETS’ye bağlı benzer ticaret sistemlerine sahip olan ülkelerin (İsviçre) uygulamadan muaf tutulması bekleniyor.
Benzer şekilde, CO² emisyonlarına düşük etkilerinden dolayı ve gelişimleri üzerinde olumsuz etki yaratacağından ötürü en az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan küçük ada ülkelerinin de mekanizma dışında kalması düşünülüyor. Diğer taraftan Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin CO² emisyonlarına kümülatif katkısı dikkate alındığında, Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika gibi ülkeler, emisyonları azaltmanın birincil yükümlülüğünün gelişmiş ülkelere düştüğünü savunmaya devam etmekte.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması en fazla, ürünlerinde bulunan CO² içeriğine göre karbon kaçağı riski yüksek olan sektörlerde Avrupa Birliği’ne ihracat yapan firmaları etkileyecek.
Avrupa Parlamentosu’nun kararı, karbon fiyatlandırmasının hem doğrudan hem de dolaylı emisyonları kapsayacak şekilde düzenleme yapılmasının gerekliliğini vurguluyor. Uygulamaya dahil edilecek mallar arasında olması beklenen demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektrik toplam ticaretinde Türkiye; Rusya ve Çin’den sonra Avrupa Birliği ülkelerine en fazla ihracat yapan üçüncü ülke konumunda.
Bu açıdan bakıldığında mekanizmaya en çok maruz kalan ülkeler Rusya, Çin ve Türkiye olacak.
Uluslararası Ticarete Etkileri
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, Avrupa Birliğine üye olan ülkelere nazaran daha düşük çevresel hedeflere ve düzenlemelere sahip ülkelerden gerçekleştirilen ve karbon kaçağı riski taşıyan sektörlere ilişkin mal ithalatına karbonla ilgili bir ücret uygulamayı hedeflemektedir. Mekanizma, Avrupa Birliği’nin kendi Emisyon Ticaret Sistemi Kapsamında birliğe üye ülkelerin yerli üreticilerine uyguladığı maliyetleri yansıtacaktır. Diğer tarafta uygulama ile birlikte ülkelerin ne şekilde etkileneceğine yönelik araştırmalar da yapılmaya başlandı.
Tahminler, mekanizmanın ETS kapsamındaki tüm mallara uygulanması durumunda, gelişmekte olan ülkelerden Avrupa Birliği’ne gerçekleştirilen yaklaşık 16 milyar dolarlık ihracatın ek bir ücretle karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir.
Uygulamanın etkileri, ticaret modellerine, ülkelerin üretim süreçlerinin karbon yoğunluğuna ve Avrupa Birliği’nin ticaret ortaklarının karbon politikalarına bağlı olarak değişkenlik gösterecek gibi olsa da araştırmalar, karbon tarifelerinin tedbire tabi ülkeler için olumsuz dağılım etkileri yaratabileceğini ve bölgesel eşitsizliği artırabileceğini göstermektedir.
Boston Consulting Group’un yaptığı çalışma, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının, üretim süreçlerinin emisyon seviyelerine ve ticaret yoğunluğuna bağlı olarak ülkelerin ticari rekabet gücünü etkileyebileceğini gösteriyor.
Örneğin çelik ticaretinde; üretim sürecindeki yüksek karbon yoğunluğu nedeniyle Çin ve Rusya Federasyonu daha fazla etkilenecektir. Aynı zamanda, bu sektördeki düşük karbonlu üretim süreçleri nedeniyle Türkiye ve Hindistan daha cazip hale gelecektir.