ABD’nin Yeni Gümrük Vergileri: Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Etkiler
Amerika Birleşik Devletleri, uzun yıllardır uyguladığı düşük gümrük vergisi politikalarından uzaklaşarak ticaret politikasında köklü bir değişikliğe gitmektedir. Neredeyse bir asırdır süregelen bu politika, ABD’yi dünyanın en düşük gümrük oranlarına sahip ülkelerinden biri haline getirmişti. Ancak son dönemde, muafiyetler, ertelemeler ve ülkeye özgü kurallar çerçevesinde, gelişmekte olan ülkeleri bekleyen yeni gümrük vergilerinin boyutu dikkat çekici bir şekilde artmaktadır.
ABD, yalnızca düşük gümrük oranlarıyla değil, aynı zamanda kırılgan ekonomilere yönelik sunduğu ek tercihli ticaret programlarıyla da önemli bir kalkınma ortağı olarak öne çıkmıştır. Bu programlar, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyüme hedeflerini desteklemek için tasarlanmıştı. Ancak, ticaret politikalarındaki bu yeni yönelim, söz konusu ülkeler için ciddi bir maliyet anlamına gelebilir.
Peki, bu yeni gümrük vergileri gelişmekte olan ülkeler için ne kadar büyük bir yük oluşturuyor? ABD’nin ticaret politikalarındaki bu değişim, sektörel ve ülkeye özgü uygulamalarla birlikte değerlendirildiğinde, gelişmekte olan ekonomiler üzerinde önemli bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. Bu durum, özellikle kırılgan ekonomiler için daha fazla belirsizlik ve zorluk anlamına gelmektedir.
ABD’nin ticaret politikalarındaki bu dönüşüm, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda küresel ticaret dengeleri açısından da dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir. Gelişmekte olan ülkeler, bu yeni gümrük vergileriyle başa çıkmak için stratejik adımlar atmak zorunda kalabilir.
ABD’nin Yeni Gümrük Vergisi Politikası
Çin Menşeli İthalat ve Ek Vergiler
Bazı Çin menşeli ürünlerde ise gümrük vergileri %100’ü aşan seviyelere ulaşmıştır. ABD’nin ticaret ortakları için açıkladığı yeni ülkeye özgü gümrük vergilerinin 9 Nisan 2025’te yürürlüğe girmesi planlanmıştı, ancak bu uygulama 7 Temmuz 2025’e kadar 90 gün ertelenmiştir. Bu süreçte, ABD, mevcut 301. Bölüm vergilerine (1974 Ticaret Yasası, Başlık III, “Haksız Ticaret Uygulamalarına Karşı Koruma”) ve yasa dışı ürünlere yönelik ek vergilere ek olarak, Çin ithalatına %125 oranında ek gümrük vergisi uygulamıştır. Bu vergiler, 13 Mayıs 2025’e kadar yürürlükte kalmış, ardından ABD ve Çin arasında yapılan görüşmeler sonucunda bu oran %125’ten %10’a düşürülmüştür. Böylece, Çin ithalatına uygulanan ortalama gümrük vergisi oranı %100’ün üzerinden %46’ya gerilemiştir. Bu yeni oran, 13 Ağustos 2025’e kadar geçerli olacaktır.
Gelişmekte Olan Ülkeler Üzerindeki Etkiler
ABD’nin bu yeni gümrük vergisi politikası, özellikle gelişmekte olan ülkeler için ciddi ekonomik zorluklar yaratabilir. Yüksek oranlı vergiler, bu ülkelerin ihracat gelirlerini azaltabilir ve küresel ticaret dengelerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, Çin gibi büyük ticaret ortaklarına yönelik yüksek vergiler, küresel tedarik zincirlerinde dalgalanmalara yol açabilir. Bu durum, yalnızca ticaret ortaklarını değil, aynı zamanda ABD’nin kendi ekonomisini de etkileyebilecek bir dizi sonuç doğurabilir.
ABD’nin ticaret politikalarındaki bu değişim, hem gelişmekte olan ülkeler hem de küresel ticaret sistemi için dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir. Bu ülkeler, yeni gümrük vergileriyle başa çıkmak için stratejik çözümler geliştirmek zorunda kalabilir.
Ticaret Anlaşmaları ve İstisnalar
Amerika Birleşik Devletleri, ticaret politikalarındaki değişikliklerle yalnızca gelişmekte olan ülkeleri değil, aynı zamanda en büyük ticaret ortakları olan Meksika ve Kanada’yı da etkilemektedir. ABD-Meksika-Kanada Anlaşması (USMCA) kapsamındaki vergiler uygulanmaya devam etse de, USMCA menşe kurallarını karşılamayan mallar, ek gümrük vergilerine tabi tutulmaktadır. Bu durum, ABD’nin Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) kapsamında, yasa dışı sınır geçişleri ve fentanil kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle alınan önlemlerle daha da karmaşık hale gelmiştir.
USMCA kurallarına uygun olmayan mallar, %25 oranında ek gümrük vergisiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak, uyuşturucu ve göçle ilgili vergilerin kaldırılması durumunda, bu oran %12’ye düşecektir. Öte yandan, Kanada ve Meksika’dan gelen bazı ürünler için farklı oranlar uygulanmaktadır. Örneğin, Kanada’dan enerjiyle ilgili mallar ve Kanada ile Meksika’dan gelen potas gibi bazı USMCA dışı ürünler, %25 yerine %10 ek gümrük vergisine tabidir.
Çelik, Alüminyum ve Otomobillere Yönelik Vergiler
ABD, çelik, alüminyum ve otomobil sektörlerine yönelik ulusal güvenlik gerekçesiyle uyguladığı vergileri de genişletmiştir. Çelik ithalatına %25 oranında vergi yeniden getirilirken, alüminyum ithalatında bu oran %10’dan %25’e çıkarılmıştır. Bu düzenleme, USMCA üyeleri de dahil olmak üzere tüm ülkeleri kapsamaktadır.
Ayrıca, 1962 Ticaret ve Genişleme Yasası’nın 232. Bölümü kapsamında, ulusal güvenlik riski gerekçesiyle otomobil ve yedek parçalara %25 oranında yeni bir gümrük vergisi getirilmiştir. Ancak, USMCA içerik kurallarını karşılayan otomobil ve parçalar, ithalatçının ABD menşesini belgelemesi ve uygunluk sistemlerinin bulunması koşuluyla bu vergiden muaf tutulmaktadır. Bu durum, ABD’de üretilen bileşenlerin ticaretini teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Kanada ve Meksika İçin Ortalama Vergi Oranları
Tüm bu gümrük vergisi unsurları bir araya getirildiğinde, Kanada ve Meksika için ticaret ağırlıklı ortalama gümrük vergileri sırasıyla %8 ve %14’e yükselmiştir. Bu oranlar, ABD’nin ticaret politikalarındaki değişimlerin yalnızca gelişmekte olan ülkeleri değil, aynı zamanda en büyük ticaret ortaklarını da önemli ölçüde etkilediğini göstermektedir. Özellikle USMCA kapsamındaki kurallara uygun olmayan ürünler için uygulanan yüksek vergiler, Kanada ve Meksika’nın ABD ile olan ticaret ilişkilerinde yeni zorluklar yaratmaktadır.
ABD’nin bu yeni ticaret politikası, yalnızca ticaret ortakları için değil, aynı zamanda küresel ticaret dengeleri açısından da dikkatle izlenmesi gereken bir süreçtir.
90 Günlük Bekleme Süresi Sonrasında Olası Gelişmeler
ABD’nin yeni gümrük vergisi politikaları, 90 günlük bekleme süresinin sona ermesiyle birlikte özellikle en az gelişmiş ülkeler (EAGÜ) ve Asya ile Okyanusya’daki gelişmekte olan ülkeler üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. EAGÜ’ler için ticaret ağırlıklı ortalama gümrük vergisi, şimdiden iki katından fazla artarak %16’ya ulaşmış durumda ve bu oran %44’e kadar çıkabilir. Çin’e uygulanan gümrük vergileri ise ticaret ağırlıklı ortalamada %46’ya yükselmiştir. Ancak Çin dışındaki Asya ve Okyanusya ülkeleri için de durum pek iç açıcı değildir; bu bölgedeki gelişmekte olan ülkelere uygulanan gümrük vergileri %13’e ulaşmış ve bekleme süresi sonrasında %24’e kadar yükselebilir.
Latin Amerika ve Karayipler: En Büyük Artışlar
Göreceli olarak, Latin Amerika ve Karayipler, ABD’nin yeni gümrük vergisi politikalarından en büyük darbeyi alan bölgelerden biri olmuştur. ABD’nin sahip olduğu 20 ticaret anlaşmasının büyük bir kısmı Latin Amerika’daki gelişmekte olan ülkelerle yapılmıştı ve bu ülkeler daha önce %0,5’in altında ticaret ağırlıklı ortalama gümrük vergisinden faydalanıyordu. Ancak bu oran %13’e yükselmiş ve 42 kat gibi dramatik bir artış yaşanmıştır.
Karayipler’deki küçük ada gelişmekte olan devletler de bu değişimden ciddi şekilde etkilenmiştir. Bu ülkeler için ticaret ağırlıklı ortalama gümrük vergisi beş kat artarak %1,7’den %8,5’e çıkmış ve neredeyse %10’a ulaşma potansiyeli taşımaktadır. Bu artışlar, bölgedeki kırılgan ekonomilerin ABD pazarında rekabet gücünü kaybetmesine neden olabilir.
Kırılgan Ekonomiler Üzerindeki Etkiler
Yeni ABD gümrük vergileri, kırılgan ekonomiler için büyük bir maliyet anlamına gelmektedir. Özellikle bazı EAGÜ’ler, 14 Mayıs 2025’te yapılacak gümrük vergisi ayarlamalarının ardından, Çin’e uygulanan oranlardan bile daha yüksek vergilerle karşılaşabilir. Bu durum, bu ülkelerin ABD pazarındaki rekabet gücünü ciddi şekilde zayıflatabilir.
Kırılgan ekonomiler genellikle sınırlı ürün çeşitliliğine ve az sayıda pazara bağımlıdır. Daha yüksek ticaret engelleri, bu ülkelerin ihracat akışlarını bozabilir ve özellikle tekstil ve tarım gibi kilit sektörlerde pazar erişimini sürdürmeyi zorlaştırabilir. Bu sektörler, birçok kırılgan ekonomi için istihdam ve gelir kaynağı açısından kritik öneme sahiptir. Ancak, artan gümrük vergileri bu sektörlerin rekabet gücünü azaltarak, bu ülkelerin ekonomik kalkınma hedeflerini tehlikeye atabilir.
Sonuç
ABD’nin yeni gümrük vergisi politikaları, 90 günlük bekleme süresinin ardından küresel ticaret dengelerinde önemli değişimlere yol açabilir. EAGÜ’ler, Asya ve Okyanusya’daki gelişmekte olan ülkeler, Latin Amerika ve Karayipler gibi bölgeler, bu politikaların en büyük mağdurları arasında yer almaktadır. Özellikle kırılgan ekonomiler, sınırlı ihracat çeşitliliği ve yüksek ticaret engelleri nedeniyle ABD pazarında rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Bu durum, yalnızca bu ülkelerin ekonomik istikrarını değil, aynı zamanda küresel ticaret sisteminin dengesini de etkileyebilir.
Kaynak: UNCTAD