21.02.2024
Düşük Karbon Ekonomisine Geçişte Yeşil Hidrojen
Sadece yenilenebilir enerjiden üretilen yeşil hidrojen, net sıfır küresel ekonomiye geçişte potansiyel bir faktör olarak hızla önem kazanmaktadır. Ağır sanayi, gemicilik, havacılık ve mevsimsel enerji depolama gibi yenilenebilir elektrik veya yakıtların doğrudan kullanımının teknik olarak uygulanabilir veya uygun maliyetli bir çözüm olmadığı enerji uygulamalarını karbondan arındırmak için bir çözüm sunmaktadır.
Yeşil hidrojen, yüzyılın ortalarına kadar Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşılmasında, yani küresel ortalama sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlandırılması ve sanayi öncesi seviyelerin üzerinde 2°C'nin çok altında tutulması çabalarının sürdürülmesinde kilit bir rol oynayabilir.
Hidrojen üretimi şu anda karbonsuzlaştırmadan ziyade iklim değişikliğine önemli bir net katkı sağlamaktadır, çünkü mevcut hidrojen üretim yöntemleri karbon yoğundur. Dolayısıyla, net sıfır bir dünyaya ulaşmak için hidrojen üretim ve tüketim ortamının önemli ölçüde değişmesi gerekecektir.
Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşmak için, hidrojenin mevcut kullanım alanları (örneğin gübreler veya diğer kimyasallar) temiz hidrojenle tedarik edilmesi gerekecektir. Buna ek olarak, daha geniş bir kullanım yelpazesine hizmet etmesi ve karbon yoğun sektörleri karbonsuzlaştırması için genel hidrojen arzının 2050 yılına kadar beş kattan fazla artarak 500 MT/yıl'ın üzerine çıkması gerekecektir.
Yeşil hidrojen üretmek için yenilenebilir elektriğin gerekli olduğu düşünüldüğünde, böyle bir senaryonun gerçekleştirilmesi, paralel olarak, yenilenebilir enerji üretiminde büyük bir artış gerektirecektir.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı, yeşil hidrojen üretmek için küresel teknik potansiyelin, 2050 yılında toplam küresel birincil enerji talebinin yirmi katı kadar olacağını tahmin etmektedir.
Yüksek kaliteli ve bol miktarda yenilenebilir enerji üretimine erişim çok önemli bir maliyet faktörü olacaktır, çünkü bu, hidrojen üretiminde veya hidrojen kullanarak ticarete konu olan malların üretiminde belirli bölgelerin göreceli rekabet gücünün temel itici gücü olacaktır.
Yeşil hidrojen ve yeşil amonyak gibi türev ürünler, önemli yenilenebilir enerji potansiyeline sahip bölgelerde yenilenebilir enerji üretilmesini ve önemli hidrojen talebi olan ancak yenilenebilir enerji arzının yetersiz veya daha maliyetli olduğu bölgelere taşınmasını mümkün kılmaktadır.
Bazı ekonomilerin ve bölgelerin yerel üretim potansiyeli, iç taleplerini karşılamak için yetersiz kalması sebebi ile daha düşük üretim maliyetlerine sahip bölgelerden yeşil hidrojen ithal etmek daha ucuz olabilir. Böylelikle uluslararası ticaret, yeşil hidrojen ve türevlerine yönelik arz ve talebin eşleştirilmesinde önemli bir rol oynayabilir.
IRENA tarafından yapılan analiz, 2050 yılına kadar toplam küresel hidrojen talebinin yaklaşık dörtte birinin uluslararası ticaret yoluyla karşılanabileceğini göstermektedir.
Net sıfır senaryosunda yeşil hidrojen ve türevleri için ticaret dinamikleri günümüzün uluslararası fosil yakıt piyasalarından çok farklı olacaktır.
Güneş ve rüzgar enerjisi arzıyla bağlantılı olduğu için; yeşil hidrojen üretim potansiyelinin coğrafi dağılımı yaygındır.
Bunun aksine, günümüzün petrol ve gaz piyasalarında bir avuç oyuncu, çok daha fazla sayıda ithalatçı için küresel arzın büyük bir bölümünü kontrol etmektedir.
Hidrojenin fiziksel özellikleri, uzun mesafelere taşınmasını teknik olarak zor ve ekonomik olarak maliyetli hale getirmektedir. Bu nedenle yeşil hidrojen ticareti büyük ölçüde amonyak, metanol, sentetik yakıtlar veya demir gibi hidrojen kullanılarak üretilen malların ticareti şeklinde gerçekleşecektir.
Bol ve yüksek kaliteli yenilenebilir enerjiye sahip bölgelerde maliyet açısından rekabetçi yeşil hidrojen üretimi ihtimali, enerji yoğun bazı endüstrilerin yer değiştirmesini ve yeni emtia ticareti akışlarının ortaya çıkmasını sağlayabilir.
Hidrojen ve türevi emtia ticaretinin artmasının yanı sıra, karbonsuzlaştırma amacıyla yeşil hidrojenin ölçeklendirilmesi, elektrolizörler (suyu hidrojen ve oksijene ayırmak için elektrik kullanan), kompresörler, borular ve vanalar gibi üretimi için gerekli teknoloji ve hizmetlerin ticaret akışlarında önemli bir artışa neden olacaktır.
Halihazırda dünya genelinde 30'dan fazla ekonominin düşük karbonlu hidrojen için ulusal stratejileri bulunmaktadır. Bu nedenle, altyapı geliştirme, piyasa tasarımı ve düzenlemeleri ile elverişli ticaret politikaları açısından bu ticareti kolaylaştıracak koşulları öngörmeye başlamak şimdiden kritik önem taşımaktadır.