10.05.2024
Küresel Tedarik Zincirlerinde İkiz Geçiş: Yeşil ve Dijital
Yeşil ve dijital dönüşümler bugüne kadar özellikle geç kalan ülkelerde paralel olarak gelişmiştir. Diğer taraftan yeşil ve dijital teknolojiler giderek daha fazla iç içe geçmektedir.
UNCTAD’ın Temmuz 2023 tarihli politika notunda, küresel tedarik zincirlerinde bu ikiz geçişten yararlanma fırsatlarının yanı sıra, geç kalan ülkeler için yeşil dönüşüm ve dijitalleştirme seçenekleri incelenmiştir.
Çalışmanın odak noktası; çevresel ve teknolojik iyileştirme ve küresel değer zincirlerinin, genellikle endüstri 4.0 teknolojileri olarak adlandırılan akıllı üretimle ilişkili dijital öncü teknolojilerin kullanımına geçerek nasıl daha yeşil hale gelebileceğidir.
Günümüzde küresel değer zincirlerindeki işlemler, uluslararası hizmet ve mal ticaretinin yaklaşık üçte ikisini oluşturmaktadır.
Birçok gelişmekte olan ülke, nihai mallardan ziyade ara mallardaki özel avantajlarına ve ihtisaslaşmalarına güvenerek küresel tedarik zincirlerinden faydalanabilmiştir. Ancak bu tür üretim şeklinin sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmesi pek mümkün değildir. Gelişmekte olan ülkelerin küresel tedarik zincirlerinin tüm faydalarından yararlanabilmeleri için katma değer aşamalarında daha sofistike üretim ve hizmetlere geçiş yapmaları gerekmektedir.
Yasal düzenlemelerdeki değişiklikler giderek artan bir şekilde çevresel açıdan iyileştirmelere, yani firmaların ekolojik ayak izlerini azaltan dönüşümlere öncülük etmektedir.
Buna ek olarak, hükümetler, önde gelen firmalar ve tüketiciler, sosyal ve çevresel standartlar kapsamında da gerekli olan bu tür geliştirmeleri giderek daha fazla talep etmektedir.
Çevreyi korumaya yönelik bu düzenlemeler, değişiklikler ve uygulamalar; yeni tasarımlar, standartlar ve spesifikasyonlar yoluyla tedarik zinciri boyunca uygulanmakta ve böylece zincir boyunca tüm tedarik zincirinin yönetimini etkilemektedir.
Küresel değer zincirlerinin yeşillendirilmesi, her ikisi de dijital teknolojilerle desteklenebilecek aşağıdaki iki yöntem aracılığıyla gerçekleştirilebilir:
- Fotovoltaik güneş panelleri ve rüzgar türbinleri gibi yeşil üretim için girdi üreten araçlar,
- Giyim ve tekstil sektörü gibi geleneksel imalat endüstrilerini yeşillendirme,
Dijital teknolojiler, doğası gereği iklim dostu olmamakla birlikte, üretkenliği artırmaya ve iş güvenliğini iyileştirmeye yardımcı olur. Mevcut üretim ve tüketim biçimlerinin çevresel etkilerini azaltır ve yeni yeşil teknolojilerin ve eko-ürünlerin piyasaya sürülmesini kolaylaştırır. Ayrıca, döngüsel ekonomilere dayalı iş modellerinin yaygınlaşmasını artırarak küresel tedarik zincirlerinin yeşillendirilmesini çeşitli şekillerde destekleyebilir.
Gelişmiş robotik, üç boyutlu baskı, sensörler ve kablosuz teknolojiler gibi akıllı üretim ve hizmet teknolojilerinin kullanımı, otomasyona ve işlemlerin merkezden bağımsızlaştırılmasına olanak sağlamaktadır.
Bu tür teknolojiler, çevre standartlarının denetlenmesine ve yasadışı faaliyetlerin tespit edilmesine katkı sağlamak, lojistiğin optimize edilmesine ve karbon emisyonlarının önemli ölçüde azaltılmasına yardımcı olmak, operasyonel verimliliği artırmak, enerji tüketiminin azaltılmasına olanak sağlamak ve daha çevre dostu üretim biçimlerinin tasarımını geliştirmeye yardımcı olmak için kullanılabilir. Örneğin, uçaklar için hafif parçaların üretiminde üç boyutlu baskının kullanılmasının; bu tür parçaların ağırlığını azalttığı, uçak kütlesini ve dolayısıyla yakıt tüketimini düşürdüğü görülmüştür.
Diğer taraftan daha yüksek standartlar üreticiler için hem fırsatlar hem de zorluklar getirmektedir. Bazı tedarikçiler yeni süreçlere yatırım yapamayabilir ve değer zincirinin dışına itilebilir. Ancak yeni standartlar, buna göre yeniden yapılanabilecek işletmeler için yeşil fırsat pencerelerine de dönüşebilir. Sağlıklı işleyen üretim ve inovasyon sistemleri, aynı zamanda esnek olabilen, köklü tedarikçilere bağlıdır.