Dijitalleşme ve Çevresel Sürdürülebilirlik: Küresel Eşitsizliklerin Etkileri ve Çözümler
Tarihsel Emisyonlar ve Gelişmiş Ülkelerin Sorumluluğu
Gelişmiş ülkeler, ekonomik kalkınmalarını desteklerken büyük miktarda sera gazı (GHG) emisyonu üretmişlerdir. 1850’den bu yana Avrupa ve Kuzey Amerika, insan kaynaklı CO2 emisyonlarının yaklaşık %40’ından sorumludur. Bu tarihsel gerçek, 2015 Paris Anlaşması ile kabul edilmiş ve gelişmiş ülkelere daha büyük bir sorumluluk yüklenmiştir.
Küresel Emisyonlarda Gelir Eşitsizliği
Emisyonlardaki eşitsizlik yalnızca ülkeler arasında değil, aynı zamanda gelir grupları arasında da belirgindir. Her bölgede en zengin %10’luk kesim, küresel ortalamadan çok daha fazla emisyon üretmektedir. Bu durum, varlıklı bireylerin aşırı tüketim alışkanlıklarıyla ilişkilidir ve çevresel sürdürülebilirlik çabalarını baltalamaktadır.
Dijital Bölünme ve Kalkınma Üzerindeki Etkileri
Dijitalleşme, kalkınma ve çevresel sürdürülebilirlik arasındaki bağlantılar, dijital bölünme nedeniyle daha karmaşık hale gelmektedir. 2013 ile 2023 yılları arasında, küresel internet kullanımı %35’ten %67’ye yükselmiş olsa da, dijital bölünme, sosyoekonomik kalkınma için önemli bir engel olmaya devam etmektedir.
Dijital Bölünmenin Boyutları
Dijital bölünme yalnızca internet erişimi ve cihaz sahipliğiyle sınırlı değildir. Aynı zamanda şu faktörleri de kapsamaktadır:
- Dijital hizmetlerin karşılanabilirliği
- Altyapı kalitesi
- Dijital okuryazarlık düzeyleri
Bu bölünme, özellikle LDC’ler (En Az Gelişmiş Ülkeler) ve Küçük Ada Gelişmekte Olan Devletler (SIDS) gibi bölgelerde daha belirgindir. Sosyoekonomik durum, coğrafi konum, yaş ve cinsiyet gibi faktörler, dijitalleşmenin bu bölgelerdeki etkisini daha da sınırlamaktadır.
Dijitalleşmenin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile İlişkisi
Dijitalleşme, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SDG’ler) için büyük bir potansiyel taşımaktadır. Ancak, dijital bölünme nedeniyle bu potansiyel tam anlamıyla değerlendirilememektedir. Özellikle düşük gelirli ülkelerde dijitalleşme, ekonomik büyüme ve çevresel sürdürülebilirlik için kaçırılan fırsatları temsil etmektedir.
Kalkınma, Çevre ve Dijitalleşme Arasındaki İlişki
Kalkınma, çevre ve dijitalleşme arasındaki ayrışmalar, birbirleriyle yakından bağlantılıdır ve bu sorunların bütüncül bir şekilde ele alınması gerekmektedir.
Gelişmekte Olan Ülkeler ve Hammadde Çıkarımı
Gelişmekte olan ülkeler, dijitalleşme için gerekli birçok hammaddenin birincil sağlayıcılarıdır. Ancak, bu hammaddelerin çıkarılması, toprak bozulması ve çevresel tahribat gibi sorunlara yol açmaktadır.
Küresel Değer Zincirlerindeki Eşitsizlik
Gelişmekte olan ülkeler, küresel değer zincirlerinde genellikle düşük katma değer sağlayan bölümlerde yer almaktadır. Bu durum, ekonomik büyüme için sınırlı bir alan yaratmakta ve dijitalleşmenin faydalarını eşit bir şekilde paylaşmayı zorlaştırmaktadır. Ayrıca, dijital teknolojilerin yaşam döngüsünün sonunda, gelişmekte olan ülkeler, elektronik atıkların önemli bir kısmının varış noktası olmaktadır. Bu, dijital bölünmenin çevresel bir boyutunu ortaya koymaktadır.
İklim Değişikliği ve Gelişmekte Olan Ülkeler
Gelişmekte olan ülkeler, iklim değişikliğinden orantısız bir şekilde etkilenmektedir. Bu durum, sosyoekonomik kalkınma seçeneklerini doğrudan sınırlamaktadır. Ayrıca, düşük gelirli ülkeler, çevresel etkileri hafifletmek için dijital araçları karşılamak ve kullanmakta daha az yetkin durumdadır.
Dijitalleşmenin Çevresel Sorunları Ele Alma Potansiyeli
Dijital teknolojiler, çevresel sorunları ele almak için büyük bir potansiyele sahiptir. Ancak, bu potansiyel, düşük gelirli ülkelerdeki altyapı eksiklikleri ve finansal kısıtlamalar nedeniyle tam anlamıyla kullanılamamaktadır. Bu nedenle, teknolojilerin kısa vadede çevresel sorunları çözme kapasitesi abartılmamalıdır.
Gelişmiş Ülkelerin Tüketim Kalıpları ve Sorumlulukları
Gelişmiş ülkelerdeki tüketim kalıpları, çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Aşırı tüketim, kişi başına düşen cihaz sayısı ve CO2 emisyonları gibi ölçütlerle kendini göstermektedir. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde kullanılan cihazların üretimi, gelişmekte olan ülkelerde çevresel dışsallıklara neden olmaktadır.
Bu faktörler, gelişmiş ülkelerin ve dijital olarak ileri ekonomilerin, daha kapsayıcı bir kalkınma sağlayabilecek, çevresel olarak daha sürdürülebilir bir dijital ekonomiye geçişi sağlama konusunda özel bir sorumluluk üstlenmesi gerektiğini göstermektedir.
Kaynak: Digital Economy Report 2024 - Shaping an environmentally sustainable and inclusive digital future