11.03.2024
Aralık 2015’de imzalanan Paris Anlaşması; sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması çabaları bağlamında iklim değişikliği tehdidine yönelik küresel müdahaleyi aşağıda belirtilen başlıklar vasıtasıyla güçlendirmeyi amaçlamaktadır:
- İklim değişikliği risk ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağı bilinciyle, küresel ortalama sıcaklıktaki artışı sanayileşme öncesindeki seviyeye göre 2°C'nin oldukça altında tutmak ve sıcaklık artışını sanayileşme öncesi dönemdeki seviyelerin 1,5°C üzeri ile sınırlandırmak için çaba göstermek;
- Gıda üretimini tehdit etmeyecek şekilde, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlayabilme kabiliyetini artırmak, iklim değişikliğine direnci geliştirmek ve düşük emisyonlu kalkınmayı teşvik etmek;
- Finans akışlarını, düşük sera gazı emisyonları ve iklim değişikliğine dirençli kalkınmaya yönelik eğilimle tutarlı hale getirmek.
Paris Anlaşması’nın 4.maddesinde;
‘’anlaşmaya taraf ülkelerin her biri ulaşmayı amaçladığı ulusal katkıları hazırlar, tebliğ eder ve muhafaza eder.’’
şartı bulunmaktadır.
Söz konusu anlaşma çerçevesinde ülkelerin belirlediği Ulusal Katkı Beyanları; her ülkenin ortak ancak farklılaştırılmış sorumluluklarını, ilgili kapasitelerini ve ulusal koşullarını dikkate alarak iklim değişikliğiyle mücadelede mümkün olan en yüksek kararlılığını yansıtmaktadır.
Yine anlaşmada;
‘’Paris Anlaşması'na taraf olan her ülkenin her beş yılda bir ulusal katkılarını tebliğ etmesi ve güncellemesi gerekmektedir. Güncellemeler artan ilerlemeyi dikkate almalıdır.
Paris Anlaşması Taraflar toplantısı niteliğindeki Taraflar Konferansı, ilk küresel durum değerlendirmesini 2023 yılında yürütür ve Taraflar Konferansınca aksi kararlaştırılmadığı takdirde bu tarihten sonra beş yılda bir gerçekleştirir.''
maddeleri yer almaktadır.
30 Kasım - 13 Aralık 2023 tarihleri arasında Dubai'de düzenlenen COP28 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı; Paris Anlaşması kapsamında düzenlenen ilk değerlendirme toplantısı oldu.
Toplantıya 150'den fazla ülkenin liderlerinin ve üst düzey yöneticilerinin yanı sıra ulusal delegasyonlar, sivil toplum örgütleri, iş dünyası, gençlik kolları ve vakıfların da bulunduğu yaklaşık 85.000 kişi katılım sağladı.
COP28, Paris Anlaşması kapsamında dünyanın iklim değişikliğini çözmeye yönelik çabalarının ilk 'küresel değerlendirmesi' olması nedeniyle özellikle önemliydi.
Sera gazı emisyonlarının azaltılmasından, iklim değişikliğine karşı dayanıklılığın güçlendirilmesine ve savunmasız ülkelere mali ve teknolojik destek sağlanmasına kadar iklim değişikliğiyle mücadelenin tüm aşamalarında kaydedilen mesafenin çok yavaş olduğunu ifade eden ülkeler, 2030 yılına kadar tüm alanlarda eylemlerin nasıl hızlandırılacağına ilişkin karar aldılar. Bu karar, hükümetlere bir sonraki iklim taahhütlerinde fosil yakıtlardan rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjilere geçişi hızlandırma davetini de içeriyor.
COP28’de tartışılan konulardan birisi de Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana - Ulusal Uyum Planlarının formüle edilmesi ve uygulanmasına yönelik sürecin başlatılmasından 13 yıl sonra- sadece 52 ülkenin Ulusal Uyum Planı sunmuş olmasıdır. Bu adet gelişmekte olan ülkelerin üçte birinden biraz fazlası, en az gelişmiş ülkelerin yarısı ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinin üçte biridir.
Uygulanan uyum projelerinin sayısının iklim değişikliğinin etkilerinin ele alınmasına yönelik acil ihtiyaçla bağdaşmadığı da COP28’in öne çıkan başlıklarından olmuştur.
COP28’de, Ulusal Uyum Planlarının formüle edilmesi, güncellenmesi ve uygulanmasının hızlandırılması için kritik önem taşıyan aşağıdaki konular vurgulanarak UEP'lerin uygulanmasını hızlandırmak için desteği artırmanın yolları üzerine tartışmalar yürütülmüştür.
Temel çıkarımlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
- Uyum projelerinin geliştirilmesi ve uygulanması için finansmana erişim şarttır, ancak mevcut finansmana erişim gelişmekte olan ülkeler için güçlük teşkil etmeye devam etmektedir.
- Ulusal ve yerel düzeylerde uyum önceliklerini finanse edilebilir projelere dönüştürme, politika ve proje geliştirme kapasitelerinin güçlendirilmesi başta olmak üzere, Ulusal Uyum Planlarının etkili bir şekilde uygulanması için ulusal kapasitenin güçlendirilmesine ihtiyaç vardır.
- Ulusal düzeyde uyum planlaması ve uygulamasında şeffaflığın ve güvenilirliğin artırılması, kaynakların etkili bir şekilde kullanılmasını sağlamak için gereklidir. Yeşil İklim Fonu (The Green Climate Fund - GCF), halihazırda bir Ulusal Uyum Planı oluşturmuş olan ülkelerin proje uygulaması için finansmana erişimini daha kolay ve hızlı hale getirmelidir.
- Uluslararası ortaklar, UEP'lerin geliştirilmesi ve uygulanmasında yerel kaynakların güçlendirilmesi için destek sağlamalıdır.
- Alınan tedbirler ve en iyi uygulamaların ülkeler arasında paylaşılması Ulusal Uyum Planının uygulamasının hızlandırılmasına yardımcı olabilir. Örneğin, Ulusal Uyum Planı 'nın uygulanmasını hızlandırmak için bazı ülkeler, bankacılık ve finans sektörleriyle yakın bir şekilde çalışarak, önceliklendirilmiş uyum eylemlerini yatırım yapılabilir projelere dönüştüren ortak bir ulusal uyum yatırım planı geliştirmiştir.