23.01.2024
Akreditifin Tarihçesi
Tarihçiler, belgesel kredilerin ve bono, senet gibi finansal araçların kullanımının izini eski Mısır ve Babil'e kadar sürebilmişlerdir. Örneğin Babil'den gelen ve M.Ö. 3000 yıllarına ait tablet şeklindeki bir senet, ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Bu antik senet, belirli bir tarihte bir miktar anaparanın artı faiz ile birlikte geri ödenmesi için kullanılmıştır.
Ancak, 'akreditif' teriminin yaygın olarak kullanılması ve tanınması 18. ve 19. yüzyıllara kadar gerçekleşmemiştir. Bu dönemde tüccarların yeni pazarlar araması ve bu pazarların sunduğu ticaret fırsatlarından yararlanması yaygındı. Batı dünyasındaki bankalar, müşterilerine denizaşırı seyahatleri sırasında nakit temin edebilmeleri için bir araç sağlamak amacıyla ''seyahat akreditifi'' kavramını ortaya attılar. Bu belge, banka müşterilerinin kaybolabilecek veya çalınabilecek büyük miktarlarda para taşıma ihtiyacını ortadan kaldırdı.
Seyahat akreditifine ek olarak, bankanın denizaşırı muhabirine veya acentesine resmi bir tanıtım mektubu gönderilmesi de yaygın bir uygulamaydı. Genellikle seyahatten önce gönderilen bu mektupta tüccarın bankanın değerli bir müşterisi olduğu belirtilirdi. Ayrıca, muhabir veya acentenin müşteriye gerekli her türlü yardımı sağlaması da aynı mektupta talep edilirdi.
Bir seyahat akreditifi kelimenin tam anlamıyla bir mektup şeklindeydi. Amir bankanın, adı geçen tüccara ödenen meblağlar ve muhabir veya acente tarafından yapılan masraflar karşılığında muhabir veya acente tarafından kendisine çekilen kambiyo senetlerini kabul edeceğini ve ödeyeceğini taahhüt ederdi. Ayrıca, tüccarın kullanabileceği azami tutar ve vade tarihi de mektup üzerinde belirtilirdi.
Her muhabir veya acentenin orijinal seyahat akreditifi kapsamında ödenen tutarların ayrıntılarını ve ilgili tarihleri, seyahat akreditifinin orijinalinin arka tarafına belirtmesi gerekiyordu. Müşteri her zaman orijinal belgeyi elinde bulundururdu.
Dolayısıyla, belgesel kredinin kökeninin bir banka tarafından bir muhabir veya acenteye sağlanan bir 'mektup'ta yattığı görülebilir. Bu mektubun ibrazı üzerine, adı geçen müşteriye para şeklinde 'kredi' sağlanırdı. 1840'lardan itibaren akreditif dış ticaret işlemlerinde ödemeyi kolaylaştıran bir araç olarak hizmet vermeye başladı.
Birinci Dünya Savaşı'ndan önce belgesel kredilerin kullanımı daha yaygın hale gelmişti ancak - bugün olduğu gibi - çok sayıda satış bir banka taahhüdünün desteği olmadan yapılıyordu.
Savaşın patlak vermesinin bir sonucu olarak, daha önce kurulmuş olan ticaret zincirleri aniden mercek altına alındı ve ya tamamen durduruldu ya da malların sevk edilmesinden veya alıcılara teslim edilmesinden önce belgesel kredi şeklinde bir banka taahhüdü ön koşul haline geldi.
Yeni ticaret zincirlerinin zorunluluktan kurulması ve karşı taraftaki yeni alıcının ticaret deneyimi hakkında çok az bilgi sahibi olunması ya da hiç bilgi sahibi olunmaması nedeniyle, ihracatçılar ödemelerini güvence altına almak için giderek daha fazla akreditif ödeme şeklini tercih etmeye başladılar.
Günümüzde akreditif, mal ticaretinin yanı sıra hizmet ya da performansın sağlandığı hemen her durumda kullanılabilir. Bu, milyonlarca dolarlık inşaat projelerinden bir makine veya araç için basit bir yedek parçanın sevkiyatına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Akreditife en çok konu olan mal türleri; sarf malzemeleri, emtia, giyim ve gıda (pirinç, buğday, şeker, vb.) kategorisinde yer alan ürünlerdir. Ancak akreditifli işlemler, bir gemi veya uçağın satışı, kiralanması veya hurdaya çıkarılması gibi daha sıra dışı kalemler için de aynı şekilde geçerli olabilir.
Bazı ülkelerde, yerel mevzuat, ithal edilen tüm veya belirli mal türleri için akreditif kullanımını zorunlu kılmaktadır. Bu zorunluluğun altında yatan neden; temel malların ithalatının, yerel gereklilikleri yansıtabilecek ve/veya bunlara uyabilecek belirli hüküm ve koşullara tabi olmasını sağlamaktır.